Facebook Twitter RSS Feed

bitti lan !

2011 seçimi bitti, yine kıçımızda patlamaya yakın bir füze var ama bu gerginliğin, siyasi yoğunluğun bitmesi hoş gelişme..

Oyum Oraya Geliyooo mu ?



yer istanbul'un göbeği desek haksızlık yaparız göbeği olmasa da bir semti olan ataşehir. akp'ye evet basılmış tomarla oy pusulası bulunuyor. eee burası istanbul gibi populer yanıtlar vermeyin. burada bu oluyor ise geri kalan 80 vilayette durum nasıldır kim bilir ?

bugün oy atacağız ama oylar gidecek mi ? ana sorun bu. atılan oylar belki de küçükten büyüğe sıralanıp büyük olanın yanında ki oy yakılacak (öym style)... gerçekten hiç bir kuruma güvenemez hale geldik.

o zaman tuna kiremitci'den geliyor sözler, ve babanın yanık sesi.. (müslüm baba'ya donduyma dedirtenlerden hesabı seçim hengamesinden sonra soracağız)

Bir mucize tanrım bize
Hayat biraz gülsün diye
Günah değil ayıp nede
Tanrım bize mucize



toplu taşıma & kafadan 6 sıfır atmak



miting hakkında yazıyorum. takip edenler şaşıracaktır. hani atom mu parçaladılar bu adam yazıyor diye. daha kötü bir şey yaptılar. kafayı yediler. belki sıcaktan, belki öze dönüş, soya çekim

bülent arınç beyefendi, titrini tam bilemiyorum bu zatın, internet sansürüne karşı yürüyüşte bütün taksimi dolduran kişileri 15-20 kişi olarak tanımlamıştı. Şaşırmadık, yakıştırdık bu açıklamayı. Ancak bugün İstanbul trafiğinin bekaretini harcayan Kazlıçeşme CHP mitingi için 80 bin kişi tahmini gerçekten çok garip. İktidardan biri söylemiş kim demiş bilemiyorum ama 80 bin nedir yahu ? orayı 80 bin kişi görmek için ya şaşı olacaksın, ya gözler ile beyin arasında bağlantı olmayacak, yada kaybetmek üzere olduğun seçim hakkında telaşa kapılacaksın. bence sonuncu ihtimal mantıklı.

aynı saatlerde izmir'de akp mitingi vardı. Gavur izmir'de şaşırtıcı tablo vardı. vay be dedirtti gerçekten. abartılı bir çoğunluk vardı. "70 bin" diye geçiştirecek değilim, hakkaten dolmuştu yani. Bunun mükemmel bir toplu taşıma ürünü olduğunu düşünüyorum. Çevre illerden otobus kaldırılmış olmalı. yoksa İzmir kalesi de mi yıkılıyor ?

Neyse düzen değişecek, düzülecek olan yine bizler olacağız gibi duruyor

not: başbakanın gözlüklerine dikiz, prompter sığar o lenslere

se bebe se


bugün sbs vardı, bir nevi bebe sınavı. liseye geçiş için yani. eski adı hakkında şu an bir fikrim yok..
Ülkenin çarpık düzenine giriş sınavı bana göre. Üniversite sınavından önceki sınav, ilk olma özelliği var. Hayatın sillesini yemek, o acı tada varmak var bu sınav ile.
Umuyorum ki bu sınavı kendisine dayatanlara bu çocuklar büyüyünce dayarlar. Bizden geçti biraz sanki. Ateşimizi söndürdüler. Yapabileceğimiz tek devrim blogger kapatıp tumblr açmak olabilir. Alıştırıldık. Hoş 22 Ağustos'tan sonra onlarda hayal olacak.
Kabustu gerçek oldu

not: resimdeki tosuna dikiz..

bozar mı ?



"kaybedenler kulübü çok bozdu, yani o kadar bozdu ki, bi yerden sonra bozmaz dedik, ama yine bozdu, önünü alamadık"


biliyorsunuzdur belki Kaybedenler Kulübü geri dönüyor. Ancak aklıma fena halde takılan bir sual var. acaba üstte kurduğum cümleyi ilk program olmasa bile bir kaç hafta geçtikten sonra kurar mıyız ? bilindiği üzere filmden etkilenenler bu programı tekrar istediler, taleplere dayanamayıp Kaan Çaydamlı ve Mete Avunduk, efsaneyi geri döndürme kararı aldılar. artık her salı, perşembe saat 23:00'da, pazar sabah 10:00'da yayında olacaklar
Ben derim ki bu heriflerde bozuyorsa varsın herkes bozsun, dünya bozsun. Benim güvenim tam. radyonun sadece internetten yayınlanacak olması da "underground" kültür için umut vaadeden bir şey. rtük yok diye rahat olabilirler  tabii internet sansürüne kadar

buradan yayınlanacak

kaybedenler kulübü ve başrol kız


kaybedenler kulübü'nü izledim çok güzel çok hoş çok üstün bir türk filmi.. ancak ve ancak anlayamadığım bir durum var.. bu filmin başrolü 2 radyocuya ait afişlerde fragmanlarda o kızın dev anası gibi yer bulması ne diye ?
filmi beğendim. yine söylüyorum çünkü ben zor beğenirim bunu harbi beğendim. ama başrolde herhangi bir kız yok ortalıkta. sanki olur da en iyi kadın dalında yarışmaya girersek diye bir kız seçelim diye koymuşlar kızı filme. yoksa ne akışta ne sonda ne başta pek bir etkisi yok gibi durmakta.
bu filme mutlaka gidin sikinin dikine giden cesur adamlar bulacaksınız. ve en önemlisi bu gerçek bir hikaye..
haydi, pompaya devam.

dipnot: filmin kitabı çıkmış yani senaryo, senarist notlarıyla.

fermuar


#blogumadokunma an itibariyle fermuarımı açık bıraktığımı fark ettim. digiturk bana dava açsın veya hükümet kendiliğinden müdahale etsinde şunu el birliği ile kapatsınlar. artık bir şeyleri kapatmak için onları bekleyeceğim açıkçası.
şu sikik dava bitsin, içim çok doldu, şu bloglar legal olsun o zaman kusucam içimi

oscar gecesi





"En iyi oyunculuğu, Oscar gecesinde Oscar alamayan adayların yüzlerinde görebilirsiniz." 
Will Rogers

iyi ki doğdun recep


öncelikle diyeceğim şu ki yazının sonuna kadar sabır..
bugün padişah recep'imin doğum günü. kendisi ferhan şensoy gibi bir zıttı ile aynı günde doğmuş, ferhan abim için üzgünüm bu konuda. insanın doğduğu gün ölmesi gibi, güneş açarken sağanak yağması gibi.
bugün padişahımızı yerinde ziyaret ettim. süpriz doğum günü planladım ve sabah 6 sularında çatkapı gittim mekanına. emine hanım çay koymuş, oğlu gemicikleriyle oynarken kapıda muhafızlar beni engelledi. bende doğum günü tebriğine geldiğimi söyledim, yarım akıllılar unutmuşlar hünkarlarının doğum gününün. dediler 'önce biz kutlayalım sonra izin vericez'. gel zaman git zaman yarım saat bekledim bütün hizmetkarları sayemde doğum gününden haberdar oldu ve kutladı, göze girdi, bahşiş kaptı.
sonunda çin seddi gibi güvenlik koridorunu aştım 'halkçı' recep'e ulaştım. recebimin halkçılığı böyleymiş demekki. halkçı'yım diyor ama hangi kesimin halkçısı söylemiyor. girdim içeri yalancıktan bir 'bismillah' ile baştan saygısını kazandım. efendim dedim, hal hatır sordum. muhteşemim padişahlığımın keyfini çıkarıyorum diyiverdi. o halde kim "muhteşem recep" olmaz ki zaten.
"Nasıl geçti geceniz" dedim, çok eğlendim dedi. eğlendim deyince bir an kendi eğlence anlayışıma yordum ve emine hanım ile mercimeği fırına verdiler sandım, çok geçmeden anladım ki recep bey kendine bir pasta almış %70'inin bölüp üstüne akp yazmış adına da 'seçim anketi' demiş ve gazetelerinden birine yayınlatmış. "bumudur eğlence" dedim "budur" dedi. valla çok kurcalamadım, sadede geldim, işim var, kutlama yapıcam ve hediyeyi verip artık padişah'ımı rahat bırakacam.
iki tane hediye hazırladım biri çok ağır, biri oldukça hafif. önce hafifinden başlıyayım dedim ama farketmezdi çünkü büyük hediyeyi çoktan görmüştü, görülmeyecek gibi değildi, büyüktü, hemde taşırken fıtık çıkaracak kadar büyük.
neyse küçük hediyemi verdim, janjanlı paketin içinden "ahmet kaya" albümü çıktı. suratı ekşidi hünkarımın, "bende var zahmet etmişsin" diyecek diye beklerken "ben dinlemem bunu daha oynak şeyler severim" deyiverdi. hani ağlamalar falan dedim, birden bir ışık göründü.
tabii ki onu bozacak harekette  bulunmadım sadece içimden geçirdim, tatlı tebessüm, umut eşliğinde ikinci hediyeyi verdim: "10 kilo kömür".. bir anda derinlerden bir "hassssss" sesi duyuldu, ben sandım bir yer su kaçırıyor meğer edepli, ustruplu, kasımpaşalım, recep'imin "hasssiktir" inin hasss ıymış o.
birden derin bir "hasssiktir" çekti. istemem dedi ahmet kaya'yı, kömür'ü ne halin varsa gör dedi. 'bertaraf' edileceğimi düşündüm ama o gün mutluydu, doğum günüydü. o an gökten mikrofon insin istedim, ona "hani verdiğin sözler" şarkısını söyleyecektim. ama öyle imkanım olmadı, saraydan kovuldum.. yinede seviyorum seni, sevmek zorundayım..
iyi ki doğdun recebim..

doğum günün kutlu olsun ferhan abi


siteye isim babalığı yapan, şahane insan, hayatımı biçimlendirirken onu örnek aldığım ferhan abi'nin doğum gününü en içten dileklerimle kutluyorum !
sende 60 oldun be abi, allah uzun ömür versin be abi.. sen bize lazımsın